Türkiye’nin dört büyük derneği bir araya geldi

Ingelheim, Türkiye,

Türk Kardiyoloji Derneği, Türk Beyin Damar Hastalıkları Derneği, Türk Hematoloji Derneği, Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği bir araya geldi ve atriyal fibrilasyon tipindeki çarpıntıya bağlı inmeye karşı ortak bir tedavi yöntemi geliştirmek için hekimlere yönelik bir uzlaşı raporu hazırladı.

Atriyal fibrilasyon tipindeki çarpıntıya bağlı inmeye karşı standart bir tedavi yaklaşımı oluşturmak amacıyla, Türkiye sağlık sektörünün dört büyük derneği bu alandaki ilk multidisipliner uzlaşı raporunu hazırladı. Boehringer Ingelheim’ın koşulsuz katkılarıyla hayata geçen bu rapor sayesinde ortak ve standart bir tedavi yönteminin oluşması hedefleniyor.

image.-1748972593.image_

 

Yapılan araştırmalar, Türkiye’de en az 60 bin kişide “atriyal fibrilasyon (AF)” olarak bilinen 35 yaş üstünde en sık görülen kalp ritim bozukluğu hastalığının olduğunu gösteriyor. 40 yaşından sonra her dört erişkinden biri, kalp ritim bozukluğunun en sık görülen türü olan “atriyal fibrilasyon”la karşı karşıya kalıyor.

Dünyadaki üçüncü en sık ölüm nedeni: İnme

Atriyal fibrilasyonun (kalp ritim bozukluğunun bir türü) en korkulan komplikasyonu pıhtı oluşarak beyine gitmesi ve buna bağlı oluşan inmedir. Çünkü AF’li hastalarda AF’si olmayanlara göre inme riski beş kat daha fazladır. İnme geçiren hastaların yüzde 20’si erken dönemde, yüzde 30’u bir yıl içinde hayatını kaybetmekte, yaşayanların üçte biri de günlük işlerinde başkalarına muhtaç olarak yaşamlarını sürdürmektedir. Görüldüğü gibi inme, toplumda üçüncü en sık ölüm nedeni olmanın yanı sıra, erişkinlerde ilk sırada gelen maluliyet nedenidir. Nüfusu giderek yaşlanan ülkemizde de inmenin çok önemli bir sağlık sorunu olduğu açıktır.

Tedavi yöntemi: Kan sulandırıcı ilaçlar

AF’li hastaların tedavisi kardiyoloji, iç hastalıkları, nöroloji ve hematoloji gibi farklı branşlardan hekimler tarafından takip edilmektedir. Bu hastaların inmeden korunması konusunda farklı branşlardaki hekimlerin farklı yaklaşımları olabilmektedir. Genel olarak, AF’li hastalara özel kan sulandırıcı ilaçlar önerilmektedir; bu ilaçlar inmenin önlenmesinde oldukça etkin tedavilerdir.

Multidisipliner yaklaşım gerektiren bir tedavi olmasına rağmen, Türkiye’de her uzmanlığın referans aldığı rehber birbirinden farklı olup ortak bir uzlaşı yoktur. Son dönemde ortaya konan yeni bilgiler ve yeni ruhsatlanan ilaçlar sonucunda hekimler de yeni sorularla karşı karşıyadır.

İnmeye karşı standart bir tedaviye ihtiyaç var

Türk Kardiyoloji Derneği, Türk Beyin Damar Hastalıkları Derneği, Türk Hematoloji Derneği ve Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği biraraya gelerek, klinik pratiğe yönelik yanıtları içeren, gri alanları netleştirecek bir uzlaşı raporu hazırladı. Boehringer Ingelheim’ın koşulsuz katkılarıyla hayata geçen bu projenin standart tedavi yöntemlerinin oluşmasına katkı sağlaması hedefleniyor.

Düzenlenen basın toplantısına Prof. Dr. Bülent Görenek, Prof. Dr. Ömer Kozan, Prof. Dr. M. Kürşad Kutluk, Prof. Dr. Murat Özdemir ve Prof. Dr. Tufan Tükek katıldı. Katkıda bulunan dernekler adına konuşan Prof. Dr. Ömer Kozan, AF’ye bağlıdan inmeden korumada farklı yaklaşımların olduğunu, inmeye karşı branşlar arası ortak bir tedaviye ihtiyaç duyulduğunu, hazırlanan bu pratik soru-cevap dokümanının ortak tedavi standartları oluşturmak için önemli bir adım olduğunu söyledi. Kozan, bu uzlaşı raporunun önümüzdeki haftalarda farklı mecralardan hekimlere ulaştırılacağını da belirtti.

İletişim:
MPR HALKLA İLİŞKİLER - 0212 438 63 50
Samet Özçelik/ Medya Danışmanı - sozcelik@mpr.com.tr
Derya Şengülen/ Halkla İlişkiler Yönetmeni - dsengulen@mpr.com.tr

Boehringer Ingelheim Hakkında

Boehringer Ingelheim, dünyanın önde gelen 20 ilaç şirketinden biridir. Genel merkezi Almanya’nın Ingelheim kentinde bulunan şirket, dünya genelinde 140 iştiraki ve 46.000’den fazla çalışanı ile faaliyet göstermektedir. Aile şirketi olarak kurulduğu 1885 yılından bu yana kendini insan ve hayvan ilaçları için yüksek tedavi değeri olan yepyeni ürünlerin araştırma, geliştirme, üretim ve pazarlamasına adamıştır.

Sosyal sorumluluk konusunda üzerine düşen görevi yerine getirmek Boehringer Ingelheim kültürünün önemli bir parçasıdır. Sosyal projelere olan bağlılık ve tüm çalışanlarını önemseme, saygı, eşit fırsatlar, kariyer ve aile yaşamı arasındaki denge ortak işbirliğinin temelini oluşturmaktadır. Çevre koruması ve sürdürülebilirliği Boehringer Ingelheim’in girişimlerinde her zaman ana odak noktası olmuştur.

2012 yılında Boehringer Ingelheim, net satışı olan 14.7 milyar Avro’nun yaklaşık %22.5’ini en büyük iş segmenti olan Reçeteli ürünler alanında ARGE faaliyetlerine ayırmıştır.

Daha ayrıntılı bilgi için lütfen  www.boehringer-ingelheim.com veya www.boehringer-ingelheim.de internet sitelerimizi ziyaret ediniz.