Sürdürülebilir Gelişme

Boehringer Ingelheim’da, hiç süphesiz, doğa ve iklim için sorumluluk almak bir zorunluluktur. Ayrıca, bu ilke daha büyük verimlilik düzeyine ulaşmamıza ve daha yaratıcı ürünler geliştirmemize de olanak sağlar.

Boehringer Ingelheim’da, hiç süphesiz, doğa ve iklim için sorumluluk almak bir zorunluluktur. Ayrıca, bu ilke daha büyük verimlilik düzeyine ulaşmamıza ve daha yaratıcı ürünler geliştirmemize de olanak sağlar.

 

Adrian von Treuenfels Adrian von Treuenfels, Brezilya’da  Boehringer Ingelheim’ın tıbbi bitkiler ektiği ve yetiştirdiği Solana Çiftliği’ni yönetmekt

Tarlaları geçince hemen sağ tarafta küçük bir cennet başlıyor. Yoğun ağaçların üzerinde düzinelerce kuş uçuyor; etrafta mavi kelebekler uçuşuyor ve öte tarafta da, yola koyulmuş bir koati (bir çeşit rakun) görüyoruz. Ağaçlar, çalılar ve fidanlar coşmuş  sarmaşıklar gibi her tarafa yayılmışlar. Güney Brezilya’daki Solana Çiftliği arazisini - büyük kısmı insan eliyle dikilmiş olmasına rağmen - doğal ormanlar çepeçevre sarmalamış durumda…

São Paolo’nun 600 kilometre batısında, Boehringer Ingelheim, ilaçlar için antispazmodik prekursorun imalatında kullanılabilecek bir tıbbi bitki ekiyor ve yetiştiriyor. Erozyon, bu bölgede çiftçiliği oldukça geçleştiriyor. “Bu nedenle, 1990’ların ortalarında suya kadar inen dik yamaçları yeniden ağaçlandırmaya karar verdik”, diyor çiftliğin başındaki Adrian von Treuenfels. 70 çalışanla doğal ormanlardaki tohumlar ve fideler toplandı; bu tohum ve fideler yetiştirilerek fidanlara dönüştürüldü ve dik yamaçlara dikildi – bugüne kadar 193.000’den fazla bitki dikildi. İlk bölgelerin yeniden ağaçlandırılmasından 20 yıl sonra, bugün, elimizde, genç ormanlarla kaplı 176 hektar arazi var. “Her yıl, bu yeniden ağaçlandırılan bölge on tonun üzerinde karbon dioksiti emmekte ve tutmaktadır”, diyor von Treuenfels.

Ağaç dikmek bir ilaç şirketinin temel faaliyet alanlarından biri olmayabilir, fakat Boehringer Ingelheim çalışanları için sürdürülebilirlik daima önemli bir konu ve mesele olagelmiştir.  Ve bundan herkes bir ölçüde – hem toplum hem de şirketin kendisi – faydalanmaktadır. Örneğin, Solana Çiftliğinde, tıbbi bitkiler eşyükselti eğrisi boyunca dikilmektedir ve bu da, erozyona karşı ek bir koruma sağlamaktadır. Kullanılan pestisitler olabilecek en katı kriterlere tâbi tutulmaktadır. Bu da çevreyi korumakta ve araziyi uzun dönemde daha verimli ve bereketli hale getirmektedir. Böylece, ekosistem de büyük ölçüde el değmeden ve dokunulmadan varlığını sürdürme olanağını bulmaktadır.

“Bugün, artık bu, bizim daima kendimize sorduğumuz bir soruya dönüşmüş durumda: yaptığımız eylemlerin doğa üzerinde ne gibi etkileri olmaktadır ve nasıl daha sürdürülebilir bir doğa yaratabiliriz?” diyor Boehringer Ingelheim’ın “BE GREEN” (YEŞİL KAL) inisiyatifinin sorumlusu Dr. Andreas Gäbler. Bu inisiyatifin hedefi, 2020 yılına kadar, şirketin 2010 yılına kıyasla karbon dioksit eşdeğerleri emisyonlarını kazandığı bir Euro gelir başına yüzde 20 oranında azaltmasına olanak sağlamaktır. Bunu yapabilmek için, Boehringer Ingelheim, enerji ve kaynaklar açısından yapabileceği her türlü tasarrufu – sadece yenilikleri ve inovasyonları aracılığıyla değil, aynı zamanda daha çevre dostu ve daha verimli ürün ve süreçlerle – yapmakta ve gerçekleştirmektedir.

1990’lı yılların ortalarında, Boehringer Ingelheim, Solana Çiftliği arazisini yeniden ağaçlandırmaya karar verdi. 1990’lı yılların ortalarında, Boehringer Ingelheim, Solana Çiftliği arazisini yeniden ağaçlandırmaya karar verdi.
Doğal ormanlar, Solana Çiftliği arazisini çepeçevre sarmakta ve koatis gibi çeşitli farklı hayvanlar için de uygun habitatı yaratmaktadır. Doğal ormanlar, Solana Çiftliği arazisini çepeçevre sarmakta ve koatis gibi çeşitli farklı hayvanlar için de uygun habitatı yaratmaktadır.

Ingelheim’da Boehringer Ingelheim’ın dünya çapındaki en büyük idari binası olan “BI5”. Bu bina, mümkün olduğu kadar az enerji kullanacak bir şekilde tasarlanmıştır. Isı eşanjörleri, dışarı atılan havadan ısıyı geri kazanmakta ve kurtarmaktadır. Yaz aylarında, havalandırma sistemi, suyun buharlaşmasıyla oluşan soğuk havalı kullanarak uzayı soğutmaktadır. Kısaca, bu, herhangi bir ilave elektrik enerjisi kullanmayan bir iklimlendirme sistemidir. Ofisler, beton tavanlar içindeki sıcak su boruları kullanılarak ısıtılmaktadır.

Mevcut binalarda da pek çok ilerlemeler gerçekleştirilmektedir; Ingelheim tesislerinden başka bir örnek de: farmasötik etken maddeler binasında, Boehringer Ingelheim, aydınlatma sistemini enerji tasarruflu bir teknolojiye çevirmiş, kontrol odalarındaki soğutma sistemleri birkaç derece artırılmış ve ısı geri kazanım düzeyi optimize edilmiştir. Sonuç: binanın enerji tüketimi sadece 2010 ile 2012 yılları arasında yaklaşık yüzde 5 oranında azaltılmıştır.

respimat_injection  

respimat_certification

bi5_innenhof Boehringer Ingelheim, dünya çapındaki en büyük idari binası olan “BI5”’i inşa ederken çevresel etkilerine özellikle dikkat etti.

Dr. Gäbler, artık, Boehringer Ingelheim’ın en büyük tesis ve binalarında karbon dioksit emisyonlarını yüzde 14 oranında azaltabildiğini –toplam enerji tüketiminin toplam taban alanına ( binanın tüm katlarının toplam taban alanına oranı anlamında) –  “Büyük yol almış bulunuyoruz, fakat henüz tam istediğimiz yerde değiliz. Her kademede daha da iyileşmemiz ve gelişmemiz gerekiyor”, diyor Dr. Gäbler.

Şirket, bu öngörü için ödüllendirilmiş bulunuyor. Brezilya’da birkaç yıl önce yeni bir kanun çıkartıldı: çiftliklerin sahip oldukları arazilerin yüzde 20’sinin kısa bir süre içerisinde ağaçlandırılması gerekiyor. Solana Çiftliği’nin başındaki von Treuenfels’e göre,  bu yeni kanun bizim için bir problem oluşturmuyor. “Ağaçlandırma projemiz sayesinde, biz bu kotayı çoktan doldurmuş bulunuyoruz.”